Evet tam bugündü sanki yaşayacaklarımızı hissetmiş gibi 13 uğursuzdur dediğim sonra da böyle düşünmemeliyim herşey iyi olacak dediğim ve hayatımızın altüst olduğu gün.
Yazacaklarım kendi içimde yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istediklerim, ben mutluluğunda acıların da paylaşıldıkça azalacağına inanırım,burası benim kendimi ifade ettiğim alanım ve sizler de beni çok iyi anlayan dostlarım:))

Ocak ayının 13.günüydü babama böbrek kanseri teşhisi konmuştu zor bir ameliyat olacaktı bizse bütün yaşanacaklardan habersiz iyi olacağına inanıyorduk, o gün evden yürüyerek,sağlıklı bir insan olarak çıktı,ne kadar gergin olduğumuzu anlatamam hep yanında ve destek olmaya çalışıyor,moral veriyorduk ta ki onu ameliyathaneye götürene kadar orda gözyaşlarım sel olmuştu sanki bizi bekleyenleri biliyordum orda o kadar insan içinde kendimi yapayalnız hissediyordum sadece kardeşlerimle birbirimize tutunuyorduk,saatler sonra geldiğinde iyiydi,çok şükür bu da geçti,diyorduk başımıza geleceklerden habersiz, sonraki günlerde herşey yolundaydı sadece önceleri boynum ağrıyor dediği ağrılar sırayla sırtına,beline ve taburcu olmadan önceki gün bacaklarına inmişti,doktorlar ''kas ağrısı''olduğunu söylüyordu ve bizde inanıyorduk nerden bilebilirdik ki bizi bekleyenleri.
Hastaneden evine gelecekti biz evde hazırlıklar yapıyorduk onun eski sağlığına
kavuşması için elimizden geleni yapacaktık,heyecanla evine gelmesini bekliyorduk,geldi ama bişey olmuştu yürüyemiyordu biz ne olduğunu anlamaya çalışıyor doktoruna ulaşmaya çalışıyorduk sonunda doktoruna ulaştık ve acilen hastaneye gitmesini ve nöroşirurji uzmanının görmesi gerektiğini söyledi,çağrılan ambulans içeri dolan görevliler ve sedyeyle götürülen babamız, hepimiz şoktaydık birşeyler ters gidiyordu ama neler olduğunu bilemiyorduk.
Hastanede yapılan tetkikler sonucunda omurilikte T11dedikleri ve yürümeyi sağlayan sinirlerin üzerinde bir kitle vardı ve acilen ameliyat olması gerekiyordu,gece yarısı acil alınan saatler süren ameliyat ve belirsiz bir bekleyiş
Böbrekteki kanser metastaz(yayılma)yapmıştı ve omuriliğin içindeydi ordan o kitleyi almaları mümkün değildi sadece sinirlere yaptığı baskıyı azaltabilmişlerdi şimdi ne olacaktı?
Üç gün arayla iki büyük ameliyat geçirmişti ve omurilikteki tümör daha önce farkedilmemişti belki farkedilseydi herşey daha başka olabilirdi.
İlk olarak radyoterapiye başlandı ama malesef işe yaramamıştı yürüyerek evinden çıkan babamız yürüyemiyordu ve böbrek kanseri ilk aşamadaysa sadece kanser olan böbreği alıyorlardı ve kişi normal hayatına dönüyordu ama metastaz yapmışsa işler karışıyordu ne radyoterapi ne kemoterapi işe yarıyordu
yeni geliştirdikleri birkaç ilaç vardı ve onlarda tümörü yok etmiyor,biraz küçülterek kişinin ömrünü biraz uzamasına yardımcı oluyordu
ve babamda kanser ilerlemişti,işler karışmıştı onu kaybetme korkusunu yaşıyorduk oysa o bizim herşeyimizdi ve onsuz bir hayatı düşünemiyorduk bile
İlk olarak ilaç tedavisine başlandı,onlarca yan etkisine rağmen ilaç bir işe yaramıyor ve bağışıklık sistemini iyice çökertiyordu,aylardır hastanedeydi yaşadıkları onu çok yormuştu ve tabi bizi de
O soğuk günlerde soğuk hastane koridorlarında günler,haftalar ve aylar geçti,koca bir kış geçti,bahar geldi ve Nisan ayında aylar sonra babam evine geldi,yürüyemiyordu hayattan umudunu kaybetmişti,yaşadıkları ona çok ağır gelmişti, çok yorgundu.Çok zor günler geçmiş ve geçiyordu bizim için ''yarın''diye bir kavram kalmamıştı sadece '' şu an '' vardı.
Benim evime dönmem gerekiyordu,aylardır Ankaradaydım ama babamı bu halde bırakıp nasıl gidecektim? O kadar zor geldi ki onu orda o halde bırakıp dönmek,onu bir daha göremezsem ben napardım?Bu duyguyu kimsenin yaşamasını istemem böyle durumlarda uzakta olmak nasıl fena nasıl insanı yiyip bitiren bir duygu anlatamam size
Antalyaya döndüm ama aklım,kalbim orda kalmıştı hergün konuşsak da onu kaybetme korkusunu yaşamak çok çok kötüydü ve en fenası insanın en yakınları,eşi dahil yaşadıklarınızı anlayamıyordu ama benim kendimi toparlamam gerekti iki küçük yavrum vardı ve benim ilgime,sevgime ihtiyaçları vardı,onlar da yaşananları anlayamıyorlardı,sürekli ağlayan,mutsuz bir anne olmuştum canım kızım o minicik yaşından beklenmeyen bir olgunlukla bana destek olmaya çalışıyordu minicik kollarıyla bana sarılıyor ''anne üzülme dedem iyi olacak'' diyordu.
Bu süreçte yanımda destek olan dostlarım vardı onların desteğini unutamam ve canımıniçi kardeşlerimi birbirimize tutunarak ayakta kalmaya çalışıyoruk kardeş olmak böyle birşey,iyi ki varlar.
Temmuzda babamın durumu kötüleşmişti,hastaneye kaldırmışlardı,bağışıklık sistemi zayıfladığından enfeksiyon kapmıştı ve gazlı gangren teşhisiyle tedaviye başlanmıştı,uzaktaydım onun yanında olamam gerekti ve Ankaraya apar topar gittik,hastanedeydi rengi solmuş,çok yorgun görünüyordu ama ona destek olmamız gerekiyordu,tam 40 gün kaldı hastanede çıktığında iyice zayıflamıştı tedavisi zor bir hastalıkmış bunu yaşayınca öğrendik hergün ameliyathaneye indiriyorlar ve vücudunun belli yerlerindeki kesilerden neşterle enfeksiyonu temizliyorlardı ve enfeksiyon temizlenene kadar hergün böyle devam etti,düşünün yaşadığı acıyı ve neler çektiğini
Peki kanser ne durumdaydı?Elimizde yeni yapılan tetkikler doktorun yanındaydık,umutla bekliyorduk iyi birşeyler söylerse diye ama o gün doktor gerçekleri bir bir anlattı bize,malesef bu hastalığın ilerlediğini ve kurtuluşunun olmadığını,bu duruma kendimizi hazırlamamız gerektiğini...
gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum bu gerçek miydi?eğer öyleyse çok ağır bir gerçekti bunu babamıza söyleyemezdik bizi umutla evde bekliyordu,tabi ona bunları söylemedik ama sanki birşeyleri anlamıştı ve o gün bence bir mucize oldu,babam o güne kadar kendini bırakmıştı,hayattan ümidini kesmişti ama belki gerçekleri tahmin ettiğinden belki bizi,torunlarını bırakmak istemediğinden hayata tutunmaya başladı,yaşamak istiyordu eski umutlu hali geri gelmişti bizse onun eski umutlu haline döndüğünü görünce çok mutlu olduk ve radikal bir karar aldık kanser ilaçları bir işe yaramıyordu ve alternatif tıbbı denemeye karar verdik.
Çok riskli bir karardı ama denemeliydik.
O günden sonra babam kendini toparlamaya başladı sanki bir sihirli el dokunmuştu,ağrıları azalmaya başladı,önce destekle sonra desteksiz oturmaya ve destekle birkaç adım atabilmeye ve bütün bunlar onun yaşama sıkı sıkı tutunması,inadına yaşamak istemesinden sonra gerçekleşti.
Bayramda Ankaradaydık,babamın yanındaydık,torunlarıyla vakit geçirdi eski günlerdeki gibi bizimle masada oturup yemeğini yedi,bu yaşadığımız onca şeyden sonra ben mucizelere inanmaya başladım,inanırsak gerçek olur neden olmasın ki
Şimdi babamın durumundaki kanser hastaları için yeni bir umut,yeni bir yöntem geliştirmişler ve onu uygulamaya başlayacaklar babama
ne dersiniz sizce de bir mucize daha olmaz mı?
Bunu bütün kalbimle istiyorum,bütün hastalar dilerim şifa bulur,kimse sevdiklerinden ayrılmaz
Babacığım bizi ne kadar sevdiğini biliyorum,bizi bırakmayacağını da biliyorum önümüzde yaşayacağımız çok güzel günler var,daha torunlarının büyüdüğünü göreceksin birlikte güleceğiz,mutlu olacağız
yeter ki sen yanımızda ol, bütün sıkıntılar geçer kötü günler unutulur
sen olmazsan biz hayata umutla bakamayız bu güneş hergün doğmaz bizim için
senden daha öğreneceklerimiz var,gitmenin sırası değil şimdi hem de hiç değil
seni çok ama çok seviyorum
ve ne mutlu bize sen bizim babamızsın biz gerçekten çok şanslıyız.
Bu yazıyı yazmak benim için çok zordu yaşadığım o kötü günlere geri döndüm hele babamın sağlıklı olduğu zamanlardaki fotoğraflarını görmek beni çok üzdü,çoğunlukla ağlayarak yazdım ama içimde yaşattıklarımı paylaşmak bir anlamda da rahatlamamı sağladı
bundan sonra burdan sizi mutlu haberler vermek,güzel gelişmelerden bahsetmek dileğiyle.